Erdem Akbaba Yazarın Tüm Yazıları
İnsan bazen kafa dinlemek ister, bazen bir dere kenarında, bazen bir ormanda, bazen rastgele deniz kenarında, aklınıza neresi gelirse. Bazen yanına çayını alır, bazen kitabını, bazen iki bira.
Küçük ölçekli şehirlerde bu daha kolaydır, şehir merkezinden 25-30 km uzaklıkta yarım saat içinde ulaşabileceğiniz bir sürü yer vardır. Hele bir de bu yerlere bisiklet ile ulaşabiliyorsanız... Bence, özellikle araçla gittiğiniz yollarda o kadar çok gözden kaçırdığınız ayrıntılar var ki işte oralardan bisiklet ile geçerken ''vay be, ben burayı nasıl olurda görmem'' dersiniz.
Bazen o gittiğimiz yerde bulutların üzerinde oluruz, bazen sanki balıklarla beraber denizin içinde. Kuş sesleri müzik dinletisi gibi gelir, dalga sesi dinlendirir.
Bulunduğum şehir orman denizi denilebilecek bir yer, Karabük’ten bahsediyorum hani şu fabrikalar kuran Demir Çelik Fabrikasının olduğu Cumhuriyet Kenti Karabük.
Dışarıdan gelenler bu şehirde ne var derken haklılar çünkü sadece Safranbolu’yu biliyorlar. Hâlbuki Eskipazar ilçesinde Hadrianapolis antik kentini bilmezler, Eflâni ilçesinin göletlerini, Safranbolu’da bulunan kanyonları da bilmezler. Yenice ilçesi ormanları ve buralarda yaylaları, göletleri, Şeker Kanyonu......
İşte böyle bir coğrafyada, Karabük ili Safranbolu ilçesi sınırlarında bulunan Sarıçiçek Yaylası ve Göleti yaz kış kafa dinleyebileceğiniz güzel yerlerden biridir. Safranboludan yaklaşık 25 km civarı orman yolu ile ulaşılıyor. Kimi doğa severler yürüyüş ile buraya ulaşmakta, kimileri de bizim gibi bisiklet ile.
Yaklaşık 1200 metre yükseklikte bulunan gölet, yazın serinlik, kışın görsellik isteyenler için muhteşem bir yer. Aynı zamanda çeşitli yaban hayatına da ev sahipli yapmaktadır.
Biz de iki arkadaş buraya bir çıkalım dedik. Daha önce bisiklet ile deneyimlemiştim. Ekmek arası köftemiz, yanına da meşrubat. Kamp sandalyelerimizi koyduk göletin yanına. Tam o anda hafiften kar atmaya başladı. Kar kokusu, orman kokusu birbirine karıştı sanki. Allahtan birazda sağlam giyinmiştik ne de olsa kışın tam ortasındaydık. Karnımızı doyurduktan sonra göletin etrafında dolandık biraz, kuş seslerini dinledik. Hele o rüzgârın sesi, bazen insanın içini ürpertmiyor değil. Gün geceye dönmeye başlarken biz de yavaş yavaş toparlandık ve artık bu güzel manzaralı yerden ayrıldık. Sizler de yolunuz düşerse bence bir uğrayın derim.
Dediğim gibi ya kitabınızı alın yanınıza ya da çayınızı, biranızı. Canınız ne istiyorsa. Ya da kendinizi atın orman denizinin içine, aman dikkat ha yaban hayatı olduğunu unutmayın.